|
|
TURK LEHCELERI SEMPOZYUMUNDAN IZLENIMLER
31 Mart – 05 Nisan 2009 tarihleri arasinda Turksoy’un onderliginde T. C. Kultur ve Turizm Bakanligi TEDA Projesi Yurutme Kurulu, Maltepe Universitesi, TIKA, Gazi Universitesi ve Avrasya Yazarlar Birligi isbirliginde “Turk Lehceleri Arasindaki Aktarma Calismalarinin Bugunku Durumu ve Karsilasilan Sorunlar” konulu uluslar arasi sempozyum ve calisma atolyesi gerceklestirildi. Turk Dunyasinin cesitli ulkelerinden onlarca bilim adami katilarak yaklasik 25 bildiri sundular. Sempozyum boyunca dikkatimi ceken husus Azerbaycan, Kazakistan, Kirgizistan, Turkmenistan, Ozbekistan, Tataristan ve Kirim gibi Turk Dunyasinin hangi ulkesinden gelirse gelsin tum bilim adamlarinin hepsinin istinasiz Turkiye Turkcesinde bildiri sunmasi ve tartismalara katilmasiydi. Bu dilbilimciler acisindan onemli bir asamadir. Genel Turk tarihi alaninda saniyorum henuz boyle bir asamadan uzaktayiz. Hatta Turk tarihinin meseleleri konusunda Turk Dunyasi tarihcileri arasindaki isbirliginin de dilbilimcilerinin cok gerisinde oldugunu kabul etmek gerekir. Bu belki de dilbilim alaninin kolektif calismaya daha yatkin olmasindan kaynaklaniyor. Fakat temennimiz Turk Dunyasi tarihcilerinin de bu tip organizasyonlari bir an evvel baslatmalaridir.
Etkinligin ilk gunu iki sempozyuma, kalan gunleri ise atolye calismalarina ayrilmisti. Sempozyumu bastan sona takip edebildim. Sahsim adina, her ne kadar dilbilimci olmasam da, faydali oldu. Zaten ilimde disiplinler arasinda isbirligi ve fikir alisverisi her zaman faydali ve ufuk acici olmustur. Ayrica, sempozyumun konusu olan ceviri ve aktarma bana hic yabanci degildi. Cunku, Ingilizce’den Kazakca’ya ceviriler ve Kazakca – Turkce arasinda karsilikli aktarmalar ile yirmi yili askin bir zamandan beri mesgul olmaktaydim.
Bilisim teknolojilerindeki gelismelere paralel olarak ozellikle bati dilleri arasindaki bilgisayar destekli ceviri programlarinin gelismesine ragmen, hala nicin Turk lehceleri arasinda bu tip programlarin yapilamamasi yillardir beni dusunduren bir konuydu. Nihayet bu konuda somut calismalarin basladigini bu etkinlikte ogrenerek mutlu oldum.
Sempozyumda aktarmalar konusunda gercekten degerli bilgi ve gorusler sunuldu. Ancak bunlardan salonda bulanan yuzu bulmayan az sayida insan faydalandi. Bu yazimizla baskalarinin da bunlardan faydalanmasina araci olmak istiyoruz. Iki gun icinde farkli oturum ve gunlerde sunulan bildiri ve konusmalari konusma sirasina gore degil, konulara gore, hatta bazi bildiri ve konusmalari birkac parcaya ayirarak vermeye calistim.
Boylesine genis kapsamli bir bilimsel etkinligi duzenleyen basta Turksoy olmak uzere emegi gecen tum kisi ve kuruluslara tesekkurlerimizi sunariz.
ACILIS KONUSMALARI
Turk Dil Kurumu Baskani Prof. Dr. Sukru Haluk Akalin: Lehceler arasindaki aktarim distan kolay gozukmekle birlikte karmasiktir. Aktarmalarda bazen gulunc ifadeler ortaya cikmaktadir. Bu sebeple gelisiguzel aktarma yapilmamali, onun ilkeleri ve terimleri belirlenerek gelistirilmeli ve yayginlastirilmalid ir. Lehceler arasinda aktarma bir bilim dali haline getirilmelidir.
Turk lehceleri arasindaki aktarmalar uzerine bu seviyede ve bu kadar genis capli bir sempozyumun bugune kadar yapildigini hatirlamiyorum. Bu sebeple bu sempozyum bu konuda onemli bir adimdir.
Turksoy Baskani Dusen Kaseinov: Bazen cevirmenin yazarini gectigi olur. Puskin “cevirmenler medeniyetin posta atlaridir, kopruleridir” der. Louis Aragon Cengiz Aytmatov’u dunyaya tanitmistir. Orhan Pamuk’un kitabini Rusca cevirisinden okudum. Rus cevirmenlere tesekkur ediyorum. Turk Cumhuriyetlerinin yeni nesilleri Rusca da bilmiyor. O zaman ne olacak? Artik Turk lehcelerinden aktarma zamani gelmistir. Bu konunun sorunlarini tartisin. Lehcelerden aktarimlari arttirin, yeni aktarimcilari yetistirin diye bu sempozyumu duzenledik. Aramizda sinirlar kalkti. Iletisim imkanlari artti. Bes gunluk calismada sizlerden bir yol haritasi bekliyoruz.
AKTARMALAR VE SORUNLARI
Prof. Dr. Ramiz Asker (Bakû Devlet Universitesi) : Genel olarak ceviri deyince akla gelen uc sey vardir: Tercume, aktarma ve kril veya arap harflerinden Latin harflerine transliterasyon.
Edebi eserlerin birebir cevrilmesinde bir hususa dikkat cekmek istiyorum. 1500 yillik Orhun abidelerini gunumuz Turkcesine cevirirken, bir de ona meal, yani aciklama vermek gereklidir. Cunku kisa, ozlu yazilmis sozler aynen verilirse yanlis anlasilir.
Aktarmalarda, genelde uc zorluk var: fonetik farkliliklar, cumle yapisi (sentaks) ve sozluk (leksika). Fonetik birlik konusunda, 90’li yillarda kabul edilen 34 harf vardir. Ancak bu uygulanmadi. Mesela Ozbekistan’da “Ozerbaycan” veya “odam” yazip “Azerbaycan” ve “adam” olarak okuyorlar. Bu tip fonetik farkliliklari asmak kolaydir.
Lenin’in 55 ciltlik tum eserleri Sovyet ulkelerinin hepsinde kendi dillerine cevrilmistir. Bu ve diger zorunlu olarak ceviriler sonucunda, Turk lehcelerinde Ruscaya yakin cumle yapilari ortaya cikti.
Bu ve Rus dilinin diger etkileri eski Sovyet Turk Cumhuriyetlerindeki Turk dillerinin Turkiye Turkcesinden uzaklasmalarinda mutlaka kendi etkisini gosterdi. Bu sebeple bir Azerbaycanli olarak Ozbeklerin Turkcesi bana daha yakindir, ancak Turkiye Turkcesinden uzaktir. Diger taraftan Rusca eski Sovyet Turk lehcelerini birbirine yakinlastirmis ve dinamizm getirmistir. Bizde Ruscanin etkisinde bagli cumleler varken, Turkiye Turkcesinde genis cumleler vardir.
Leksikaya gelirsek, eski Sovyet Turk Cumhuriyetlerinin Turkcelerinde Ruscadan dogrudan alinmis kelimeler oldugu gibi, Rusca araciligiyla Bati dillerinden alinmis kelimeler de var. Bunun guzel bir ornegi “kamernaya muzika” sozudur. Turkiye Turkcesinde “oda muzigi” olan bu sozu biz Azerbaycan’da “otag muzikasi” diye alabilirdik. Ama Ruslar Fransizlardan oldugu gibi aldigi icin biz de “Ruslarin bir bildigi vardir” diye aynen aldik. Oda muzigi demedik. Yine “milli egitim” sozunu Ruslar “halk maarifi” dedigi icin, biz de oyle almisiz. Ozbekistan ve Azerbaycan’da siyasi, idari, hukuki terimlerin bazilari Turkiye ve eski Sovyet Turk Cumhuriyetlerinde birbirinden farklidir. Mesela, bizlerde vali, belediye baskani gibi siyasi ve idari kurumlar olmadigi icin isimleri de yoktur.
Prof. Dr. Kadirali Konkobayev (Kirgizistan Manas Universitesi) : Manas Universitesinde 1997’te egitim basladi. O zamanlar Kirgiz profesorler hep Rusca ders veriyordu. Bir gun maliye konusunda uluslararasi bir konferans yapildi. Turklerin tum finans terimleri Turkce idi. Bizimkilerin terminolojisi ise tamamen Rusca idi. Bugun Manasta her sey Kirgizca mukemmel bir sekilde veriliyor. Turkce oturum kelimesi, Rusca “zasedaniya” kelimesinin yerine her yerde kullaniliyor.
Manas universitesi ogrencileri cok guzel Turkce konusuyor. Turkiye Turkcesini daha cok gelistirelim.
Prof. Dr. Yerden Kazhybek (Kazakistan Uluslararasi Turkoloji Merkezi Baskani): Aktarmalar konusunda dikkat etmemiz gereken bir konu var. Tum lehceler arasinda aktarma yapilmasini dogru bulmuyorum. Cunku, lehceler arasinda birbirine cok yakin ve birbirini anlayan gruplar var. Bunlar arasinda aktarma yapilmamalidir. Mesela Kipcak grubunu olusturan Kazak, Karakalpak, Nogay, Kirgiz birbirlerini anlayacak derecede cok yakindir. Kazaklarda yaygin “aytis”, yani ozanlar atismasinda, Kirgiz ve Kazak ozanlar karsilikli atisma yaptiginda, Kazak ozanlar Kazakca, Kirgiz ozanlar Kirgizca birbirlerine sazli sozlu cevaplar veriyorlardi. Bundan her iki tarafin dinleyicisi de zevk aliyordu.
Bu acidan baktigimizda, Orhan Pamuk Azerbaycan diline aktarildigini duydum. Acaba bu gerekli miydi? Azerbaycanlilar onu orijinalinden okusa daha iyi degil mi? Belki alfabe degistirerek okumak yerinde olabilir. Turkiye Turkcesinden Azerbaycan Turkcesine aktarmak cok yanlistir. Bizim amacimiz dilleri birbirine yaklastirmak olmalidir. Sadece birbirinden uzak, birbirini aktarmasiz anlamasi zor lehceler arasinda ceviriler yapilmalidir. Mesela Kazakcadan Turkceye aktarma sarttir. Amacimiz birbirimizi tanimak ve yakinlasmak olmalidir. Ortak dili 70 sene once kaybettik. Onu bulmak yerine, yeni sinirlari kendi elimizle insa etmeyelim.
Prof. Dr. Kamil Veli Nerimanoglu (Yeditepe Universitesi) : Kazhybek’in soyledigi mesele cok onemlidir. Ankara’da 30 ciltlik Turk Edebiyatlari Antolojisi adli eseri cevirmeye gerek yoktur. Nutuk’u Azerbaycan’da herkes anliyor. Cevirmeye gerek yok. Ayse Kulin, Orhan Pamuk ve Elif Safak’in romanlari tamamen Azerbaycan diline cevrilmemeli, sadece kitap sonunda kucuk izahlar ile verilmelidir.
Turkiye kapilarini Turk lehcelerine genis acmalidir. Turk Cumhuriyetleri bes alti adim gelirken, Turkiye bir adim gelmelidir.
Oraz Yagmur (Turkmenistan’dan arastirmaci, yazar) : Bu guzel toplantiyi organize eden Turksoy, Maltepe Universitesi, Tika ve diger tum kurumlara acik gonulden kutluyorum.
Kisiye her kim bir kil verirse, sakalli olur. Neler aktarilirsa hedefe ulasmis oluruz? Kamil eserler aktarilmalidir. Mevlana aktarilmalidir. Mesnevi ve Rubaiden ceviriler yaptik Turkmenceye. Karacaoglan’i cevirdik. Turkmenistan’da cok sevildi. Yunus Emre’yi cevirdik. Haci Bektas’in eserleri, Niyazi Yildirim Gencosmananoglu’nun Bozkurtlarin Destani cevrildi ve basilmaya hazir.
Turkmenistan’da Turkiye’den en cok Orhan Kemal, Nazim Hikmet, Aziz Nesin ucunu taniyor. Kucuk hacimli ceviri kitaplar cevirmek daha etkili oluyor. Turkmenistan’da 15 sayfalik Zeki Velidi Togan’in hayati konusundaki kitap daha cok okunuyor. Kucuk hacimli kitaplarin masrafi da az oluyor.
Festivaller sergiler lazim. Ama brosurler daha cok lazim. Mevlana “kitabi yazan parmaklar curur, ama kitap kalir” demis.
Tahir Kahhar (Ozbekistan’dan arastirmaci, yazar, gazeteci): Baskan vaktimiz dar, 10 dakikada konusmami tamamlamami istiyor. 5-6 bin km yoldan geliyorum. 5-10 dakika konusmak olmaz. En az 20 dakika olmalidir. Edebi, siyasi, kulturel bakimdan cok onemli bu toplantiyi duzenleyenlere cok tesekkur ediyorum. Ozbekistan’da en cok taninan Turk yazarlari Nazim Hikmet, Aziz Nesin’dir. Turkiye Turkcesinden Ozbek Turkcesine en cok aktaran ise Miyat Hakimov’dur. Yasar Kemal, Resat Nuri Guntekin’in eserleri de Turkce’den aktarildi. Fakat, Orhan Kemal ve Fakir Baykurt’un eserleri Rusca’dan cevrildi. Fakat, baska bir dilden yapilan cevirilerde milli edebi degerler kayba ugruyor. Kardes dillerin kendisinden aktarilirsa daha cok ortaya cikiyor.
Her onune gelen ceviri yapmamali. Usta cevirmenler baldan helva yapar. Ceviriden ceviri veya amatorlerin cevirileri eksik olur. Corbanin corbasi, suyunun suyu olur.
Imdat Avsar (Avrasya Yazarlar Birligi uyesi): Altay Destani Magday Karan Rusca’dan Turkceye cevrilmis. Orada kahramanlarin adlari soyle cevrilmis: Cok Su Icen, Cok Hizli Kosan, Dagi Daga Vuran, Her Seyi Duyan. Oysa ayni destani ben babamdan dinledigimde su isimler geciyordu: Su Somuren, Seyrek Basan, Dag Sallayan, Yer Dinleyen.
Tahir Kahhar: Siirleri ise gercek sairler cevirebilir. Yahya Kemal, Mehmet Akif gibi sairleri gercek sairler cevirmelidir.
1950-1990 yillar arasindaki aktarmalari unlu yetenekli yazarlar yapmisti. Onlarin edebi ve bedii ozellikleri vardi. 90’li yillardan sonra amatorler bedii olmayan ceviriler yapti. Televizyon dizilerini cevirdiler.
Aktarma sorunlari genel olarak hamisizlik sorunu, tercumede bediyet, en iyi eseri secememe, ucret sorunu gibi meselelerdir. Eskiden bir kitap tercumesinden alinan ucret ile bir araba alinirdi. Simdi bu olmadigi icin profesyoneller ugrasmiyor. Meydan amatorlere kaliyor.
Doc. Dr. Orhan Soylemez (Marmara Universitesi) : Yapilan aktarmalarin basimi ve dagitimi gibi sorunlar da var.
Prof. Dr. Yavuz Akpinar (Ege Universitesi) : Soguk Savas doneminde Turk lehcelerinden cevirileri sevgimizden fedakârliklarla yaptik. Lehcelerin edebi eserlerini Turkiye Turkcesine aktardik. Bu sebeple bunlar bizim ciddi bilimsel tenkitlerimize dayanmaz. Tahammul etmez. Bu aktarmalarin kimi cok serbest, kimi de metine cok bagli olarak ceviriyor. Ikisi de kotudur. Artik amatorlere degil, guvenilir ve profesyonel aktarmalara ihtiyacimiz var. Bunun icin Kultur Bakanligi gibi yetkili kurumlar Turk Dunyasinin cesitli ulkelerine yuksek lisans ve doktora duzeyinde gencleri gonderip yetistirmelidir.
Yrd. Doc. Ali Abbas Cinar (Mugla Universitesi) : Aktarmalarin saglikli olabilmesi icin bazi onerilerde bulunmak istiyorum:
1. Yalanci esdegerler buyusunden kurtulmali;
2. Aktarmaci sahasinin uzmani olmali. Dilci, tarihci ve sair vs.
3. Aktarmaci hem kendi yasadigi toplumu ve hem de diger lehcedeki kulturu iyi bilmelidir;
4. Hedef lehcede uygun kelime bulunmuyorsa, ana kaynaktaki kelime aynen verilmeli ve izah edilmelidir;
5. Siirde hedef lehcedeki yakin sozler kullanilabilir;
6. Egitim ve ogretim amacli aktarmalarda orijinal metin de verilmelidir;
7. Zorunlu hallerde bicim ikinci plana atilabilir;
8. Anlami kuvvetlendirmek icin kaynak metinde olmayan kelime konulabilir;
9. Aktarma icin yeterli zaman verilmelidir. Metin aktarildiktan sonra bir sure bekletilip benim deyimimle demleme yapilmali ve tekrar kontrol edilmelidir;
AKTARMA VE LEHCE KELIMELERI UZERINE
Doc. Dr. Orhan Soylemez (Marmara Universitesi) : 2003 Istanbul’da bir sempozyumda ceviri ve aktarma yerine uyarlama, uygunlastirma gibi kelimeler kullanilmasi ortaya atilmisti.
Prof. Dr. Ulku Celik Savk (Hacettepe Universitesi) : Aktarma icin sozluge baktigimizda para havale etmek, bir vasitadan baskasina binme, tarlayi surme gibi anlamlarla karsilasiyoruz. Fakat lehceler arasinda ceviri manasini bunlar arasinda goremiyoruz. Bu sebeple bu sempozyumda aktarma teriminin tam tanimini yapilmali ve sozluklere girmesi saglanmalidir.
Anar Rizayev (Azerbaycan Yazarlar Birligi Baskani): Bu tur toplantilara her zaman katilmiyorum. Burada bir seye deginmek istiyorum. Lehce sozune karsiyim. Slav dilleri vardir, ama Slav lehceleri yoktur. Bizim diller bagimsiz dillerdir. O zaman hangisi esas dildir? Eger Turk dili de lehce ise, nicin Turk Dil Kurumu var? Onun yerine nicin Turk Lehce Kurumu yok?
ALDATAN KELIMELER
Sempozyumda aktarmacilari en cok yaniltan ve hatta zaman zaman gulunc duruma dusuren meselenin lehceler arasindaki bicimce ayni, fakat manaca farkli kelimeler olduguna siklikla vurgu yapildi. Turkcede bu tip kelimeler icin uzerinde anlasilmis ortak bir terimin de olmadigi ortaya cikti. Bu tip kelimelere sempozyumda yalanci esdegerler, yanlis esdegerler, aldatici kelimeler gibi farkli kelimeler kullanildi. Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi Universitesi’nden Vehbi Baskapan Kazakca ve Turkce arasinda boyle uc bin civarinda kelime bulundugu tespit etmis ve o da bu tip kelimelere “tuzak kelimeler” adini takmisti.
Ramiz Asker: Yalanci esdegerler: adak, ayi, ayak gibi Turk dillerinde bicemce ayni, fakat manaca farkli kelimeler aktarmalarda bizleri sik sik yanlisliga goturur.
Mesela bir Azerbaycanli “Iki usagim var. Biri subay, birini ere verdim” derse, Turkiye Turkleri bu iki cocugun da orduda hizmet ettigi manasini cikartabilir. Oysa subay bekar demek, ere vermek de evlendirmek demektir. Bir baska ornek, Azerbaycan’a giden bir Turkiye vatandasi “Isim cok, yogunum” dedigi zaman “kac kilosun?” sorusuyla karsilasabilir. Cunku Azerbaycan Turkcesinde yogunum, sismanim demektir. Yine, kupe alacagim (kup alacagim). Bir Turk vatandasina “Kac usagin var?” diye soruldugunda “benim usagim yok, kendi isimi kendim yaparim” diye cevap verebilir. Ama burada usak kelimesi cocuk manasindadir.
Aforizm, yani deyimler de yanilmalar olabilir. “Gozum senden su iciyor. Bu isten gozum su icmiyor. Seyfettin Altayli’nin hazirladigi Azerbaycan Turkcesi Deyimler Sozlugu’nde 23 bin Azerbaycanca deyimler, 1400 kadar yalanci esdegerler verilmistir.
Oraz Yagmur: Aldatici kelimeler diyoruz. Turkiye’ye gelen bir Turkmene TRT’de roportaj yapilirken “Ayda kac para aliyorsun?” diye sorulunca, Turkmen bilim adami neye ugradigini sasirmis. Fakat hemen toparlanip “Ben hic para almam. Parayla isim olmaz” cevabini vermis. Ama muhatabi israr etmis, “Olur mu canim. Para almadan calisilir mi? Cafer soyle, gercegi soyle ayda ne kadar para aliyorsun?” Cafer Turkmenistan’a donunce, bana “Oraz bey, bir daha TRT’ye gitmem. Beni ayda kac para aliyorsun diye cok sikistirdilar” dedi. Cunku, Turkmence’de para rusvet demektir.
Irfan Nasreddinoglu bir zamanlar evime geldi. Benim cocuklar kendisine hurmet ettiler. Sofra kurdular, hizmet ettiler. O da cocuklara her hizmetinde “Ay cocugum, ay cocugum” diye iltifat etmeye calisti. Ama o gittikten sonra, cocuklarim “Baba biz hizmette ne kusur ettik ki, Irfan Bey bize her defasinda ay cocugum, ay cocugu dedi”, diye sordular. Cunku, bizde cocuk domuz yavrusu demektir.
Yine biz misafire aksam yemekten sonra “kedi yer misin mideyi rahatlatir” demek adettendir. Bazen Turkiye’de gelen konuklar bunu duyunca “Kedi eti de yenir miymis” diye sasiriyorlar. Ama bizde kedi, kabak demektir. Yine bir aktarma da Turkce “Bu golden su icen sevdali kuslar” sozu Turkmenceye “Bu golden su icen ticaretci kuslar” diye aktarilmis. Bizde sevda ticaret manasina gelmektedir.
Turkiye’den bir hanimefendi Turkmenistan’a variyor. Gumrukte “yaragin var mi?” diye soruyorlar. Kadin cok sasiriyor, utaniyor. Ama bunda utanilacak bir durum yoktur. Gumrukcu ona silahin var mi? diye sormaktaydi.
OZBEKISTAN’DA AKTARMALAR
Kahhar: Sizlere bu konusmamda Turk Dunyasindan Ozbek Turkcesine yapilan cevirilerden bahsetmek istiyorum. Ozbekce ceviriler 1930’larda basladi. Ondan evvel Karakalpakistan, Kazan, Kirim, Dogu Turkistan ve Kazakistan’da konusulan Turkceler arasinda farkliliklar azdi. Bu ulkeler 1930’larda latin, 1940’larda krile gectigi icin aktarma ihtiyaci dogdu. Bugune kadar 105 kitap Karakalpaklardan cevrildi. Kazakcadan 66 kitap. Sadece roman ve siirler cevrildi. En cok taninan Cambil siirleri, Abay siirleri, Muhtar Avezov’un Abay Yolu romani, Karas Karas, Kokyal isimli romanlardir. Ozbek cevirmen Nasir Fazilov Gabiden Mustafin, Kacimukan, Sabit Mukanov, Juban Moldagaliyev. Bunlarin hepsi Kazakca’dan cevrildi. Ruscadan Nurpeyisov’un Kan ve Ter romani cevrildi. 90’li yillardan sonra Kazakcadan cevirilerin azaldigi goruldu. Bu donemde sadece 2005 yilinda Sayra Dombira Kazak Siirleri Antolojisi, eskiye gore cok az bir tirajla, iki bin adet yayinlandi. 1950-2008 Turkiye Turkcesinden 50 kitap, bir kismi Rusca’dan 5 tanesi Farsca’dan cevrildi. Farsca’nan yapilan ceviriler Mevlana’nin Mesnevi ve diger eserleridir.
92 kitap Azerbaycan, 40’tan fazla Kirgiz (17 kitap Aytmatov’tan), 31 kitap Turkmen, 22 kitap Uygur, 10’dan fazla Kazan, 20’den fazla Kirim tatar. KKTC ve Balkan Turklerinden 1996’dan sonra. Cunku Turkiye’den baska ulkelerdeki Turkleri bilmiyorduk.
30’dan fazla kitap Kibris, 5 kadar siir kitabi Balkan Turk Edebiyatindan aktarilarak yayinlandi. Yayinevleri simdi ozellestirildi. Sponsor bulabilen kitap yayinliyor. Eskiden devlet yayinlari vardi.
TATARISTAN’DA AKTARMALAR
Prof. Dr. Alfina Sibgatullina (Rusya Bilimler Akademisi): 1990-2008 yillari arasinda kardes Turk edebiyatlarindan en fazla 25 kitap cevrildi. Eskiden yilda en az 7-8 kitap cevrilirdi. Tataristan’da Turk Edebiyati’nin tanitilmasinda Turk Buyukelciliginin hazirlayip yayinlattigi Hadi Tanis Olalim isimli Tatarca kitabi cok etkili oldu.
Simdi Turk edebiyatlari birbirinden uzaklasiyor gibi. En yakin dil Baskurtlardan Tatarcaya aktariliyor. Kazakcadan 99-98 yillarinda iki kitap cikti. Buna karsilik Tatar Povestleri isimli kitap ise Kazak Turkcesinde yayinlandi.
Son yillarda karsilikli kitap basma olayi ortadan kalkti. Turkiye’den aktarimlar eski SSCB donemine gore artti. Aziz Nesin, Resat Gultekin, Calikusu, Rusya populerdir. Tatarlar Aziz Nesin, Omer Seyfettin’i biliyor bes yazar. Orhan Pamuk Ruscadan cevirilerinden okunuyor. Tatarcaya cevirmeye ihtiyac duyulmuyor. Turkcedan Tatarcaya son yillarda birkac kitap cevrildi. Ilmi ve tarihi kitaplar ozellikle Ayaz Ishaki, Sadri Maksudi, Zeki Velidi Togan, Musa Carullah, Abdullah Taymas ve Yusuf Akcura’nin eserleri aktarildi. Taymas’in cevirisi magazalarda cok ucuza satildi. Ticari fayda getirmiyor. Tataristan disinda Tatarca kitaplardan para kazanmak imkansizdir. Baska edebiyatlardan Tatarcaya aktaran tecrubeli yazarlar kalmadi. Bunun temel sebepleri diger Cumhuriyetlerde yasayan Tatarlarin goc etmesi ve Tatarca okullarin olmamasidir.
Kaliteli bir kitap cevirisi en az bir yil zamana ihtiyac duyar. Bunun icin ise 16.000 ruble, yani 500 dolar odenir. Ertugrul Gazi Turk Liseleri Turkce ogretiminde cok basarili oldular. Hatta bu okullardan mezun olan Rus gencleri bile Turkceden ceviri yaptilar.
Tatar edebi eserlerini Rus okuyucular da az biliyor. Pen kulubu Tatarcadan Ingilizceye ceviriyor. Musa Celil ve Musa Carullah dunyanin bir cok dillerine cevrildi.
Kardes halklar arasinda Turkiye’nin rolu artiyor. Buna paralel olarak edebi eserlerin alisverisinde de artma olmalidir. Teknolojik imkanlardan faydalanilmali. Elektronik ve e-kitap dunyasi hem ucuz ve hem de heryere ulasabilir. Herkesin kullanabilecegi e-kitap sitesi olmali. Karsilikli kitap satan magazalar Istanbul, Taskent, Ufa, Kazan da acilmalidir.
KIRGIZISTAN’DA AKTARMALAR
Konkobayev: Kirgizlarda bir deyim “kan tartadi”, yani “kan ceker”. Kan Turkleri yaklastirir, ceker. Sovyet Doneminde biz Turkler birbirimizi iyi tanimiyorduk. Turkiye Turkcesinde tek eser Nazim Hikmet’in kitabiydi. Baska bihc bir eser yoktu. Resat Nuri Guntekin’in eseri ise Ruscadan cevrildi.
Tum Kirgizistan’daki arastirmalara baktim. Kirgizca ve diger Turk lehceleri arasindaki aktarmanin bilimsel sorunlari Kirgizistan’da hic ele alinmamis. Oysa, Ingilizce, Almanca, Fransiza gibi dillerden Kirgizca’ya yapilacak cevirilerin nasil olmasi gerektigi konusunda 70 kadar Kirgiz filologu calisma yapmis. Ama Turkceden ceviri sorunlari konusunda tek bir makale bulamadim. Bu sempozyumdan sonra bu konuda yuksek lisans, doktora calismalari ozendirmelidir. Bugunku bir sorun bu. Ikincisi yeterli sayida sozluk yapilmamis. Kazakca - Kirgizca Sozluk, Sakaca - Kirgizca Sozluk, Turkce – Kirgizca Ozbekce - Kirgizca Sozluk gibi sozlukler yok. Yerine Rusca sozlukler var. Kazakca – Rusca, Turkce – Rusca, Ozbekce – Rusca gibi.
90’li yillarin basinda Atsiz’in Bozkurtlarin Olumu eserini heyecanla aktarmaya basladim. Ama sonunu getiremedim. Yasar Kemal’in Bin Bogalar Efsanesini iki uc kere okudum. Toroslardaki Yoruklerin gocleri bana cok ilginc geldi. Onu da aktarmak istedim. Basladim, ama bitiremedim. Turkce bazi kelimelerin manalarin sozlukte bulamadim. Sozlukler olmadan Turkcelerden Turkceye nasil aktarma yapacagiz? Eger, eskiden boyle gelmis boyle gidiyor dersek, o zaman Aytmatov’un soyledigi mankurtun tam kendisi olmaz miyiz?
Ceviri ve aktarmalarin teorik ve pratik olarak nasil yapilmasi gerektigini genclere iyi ogretmeliyiz. Manas’ta boyle bir calisma baslatildi. Bes genc Kirgizca’dan Turkceye ve tersi aktarmalardaki sorunlar uzerine calisiyorlar. Ortak milli kulturu, Turk kimligini koruyacak ortak eserleri tespit etmeliyiz. Oyle bir iste gerceklestirmeliyiz ki, bu gunku Kirgiz gencleri Turk kimligini gosterecek eserleri Kirgizca okusun.
Ders kitaplarinda tum Turk dunyasinin ortak buyuk eserlerini okutmaliyiz. Anar agabeyimizi Sovyet Doneminde herkes biliyordu. Simdiki gencler unuttu. Aytmatov’un eserlerini tum Turk Dunyasi cevirdi. Baska Kirgiz yazarlar pek cevrilmedi.
Son olarak mujdeli bir haber vermek istiyorum. Kirgizca’in 8 bin deyim iceren deyimler sozlugunu Turkiye Turkcesine aktarip bitirdik. Iki uc ay sonra Turkiye’ye getirip “Kardesim basiniz. Bu sizin ortak kulturunuzun bir parcasidir” diyecegiz.
TURKIYE’DE AKTARMALAR
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun (Gazi Universitesi) : 1990’lardan sonra Turkiye’de cok aktarma yapildi. Eski Turk Sovyet Cumhuriyetleri’nin tam tersine durum. Onlarda aktarmalar 1990’lardan sonra azalirken, bizde cogaldi.
Ilk aktarmalari Turkiye’de Prof. Dr. Abdulkadir Inan yapti. Verdigi dersler icin parca parca aktarmalardi bunlardi. Mesela Manas Destani’ndan metinler yayinladi. 1950’lerde Saadet Cagatay Kazakca ve Tatarca’dan aktarmalari yayinlandi. 1970’lerde yasayan Turk Lehceleri kitabinda kisa kisa metinler vardir. 1980’lere kadar.
Azerbaycan’dan ozellikle siirler yayinlandi. Burada bazi kelimeler izahli verildi. Yavuz Akpinar’in Kardes Edebiyatlar dergisi. 1980’lerde yaptirdigim tezler var. Magcan, Colpan 1990’larda basildi. Aktarmalar 90’li ve iki binli yillarda patlama yapti. Romanlar Otuken, Selenge (Ahsen Batur), Turk Dil Kurumu ve diger yayinevleri tarafindan yayinlandi.
Anar’in Bes Katli Evin Altinci Kati isimli eserinin iki aktarmasi var. Ahsen Batur ozellikle Ozbek edebiyatindan aktardi. Suayip Karakas da Ozbek edebiyatindan. Bunlarda elbette sorunlar var. Bundan sonra profesyonel calismalar yapilmali. Siirlerin sairler tarafindan aktarilmamasi sorunu var. Turk lehceleri grameri kitabimda yazdigim bir giris var. Orada tam bir aktarma listesi mevcuttur.
Akpinar: Ayaz Ishaki’nin Zuleyha adli eseri Turkiye’de yayinlanan ilk Dis Turk edebiyatidir. Turkiye’de cevrilen ilk bedii eserdir. Arkasindan yine Ishaki’nin Turk Yurdu dergisinde yayinlanan Uyge Taba eseri ve Mahdumkulu Divani ilk metin ornekleridir.
ORTAK DIL MESELESI
Anar Rizayev (Azerbaycan Yazarlar Birligi Baskani): Bu tur toplantilara her zaman katilmiyorum. Burada iki seye deginmek istiyorum. Ortak dile inanmiyorum. Bir Kazak “jibek” yerine “ipek” demez. Turk de “yildiz” yerine “juldiz” demez. Turkiye Turkcesi hepimizin ortak dili, iletisim dili olabilir. Simdi eski Sovyet Turk Cumhuriyetlerinde Rusca iletisim dilidir. Nicin Turk dili olmasin. Burada Kirgiz, Gagavuz, Tatar hepsi Turkce konusuyor. Ortak terimler olusmalidir. Kultur – medeniyet – politika- siyaset bunun icin bir kurum ugrasmali.
Kazhybek: Ortak dil irtibat dilidir. Ortak dili bildiginde Kazaklar Kazakcayi unutacak degildir. 1930’li yillarda Zeki Velidi Togan, Ahmet Baytursun, Mir Yakup Duvlat birbirini anliyordu. Hatta Baytursun bir kitabinda Kazaklarin “caksi” yerine “yahsi” demesini tesvik ediyordu. Duvlat meshur “Uyan Kazak” siirinde ortak Turkceye yakin bir dil kullanmistir. O donemin meshur Kazak yazarlarindan Jusipbek Aymavitov kendi doneminde genclerin ask mektuplarini ortak edebi dilde yazdiklarini belirtiyor. Kazaklarin ozgurluk savascilarindan Mahambet Otemisov Rus Car’ina mektuplarini ortak edebi dilde yaziyordu.
Ercilasun: Turk adini bizden once Turkistan’da kullaniliyordu. Bizi tanimlamak icin Oguz diyorlardi. Kasgarli Mahmut yazdigi sozluge Divanu Lugati’t - Turk demisti. Memluklerin adi Devlet-i Turkiyye idi. Kazak, Kipcak kitap yazmis ve kendi diline ve ozune Turk diyor. Azerbaycan diline Oguz diyor. Simdi tersine donmus.
Bu konuda Ercilasun hocamiza katilmamak mumkun degil. Tarihte Turk kelimesini ilk olarak kullanan devlet Otuken’dedir. Tarih kitaplarinda Gokturk olarak adlandirdigimiz devlet kendisine Turk Kaganligi diyordu. Bu gelenek XX. yuzyilin ilk ceyregine kadar devam etti. En son Orta Asya’da Bolsevik Ihtilali’nden sonraki sosyalist yeni devlet yapilanmalarinda Turk Cumhuriyeti’ni Turkiye’den once ilan etmek istediler. Kazak devlet adami Turar Riskulov 1920’de Lenin ve Stalin’e teklif goturerek Orta Asya’da Turk Komunist Partisi ve Turk Cumhuriyeti’nin kurulmasini teklif etmisti. Ancak, buna izin verilmedi. Bundan sonra Turk adinin bayraktarligi Kipcak Turkleri’nden Oguz Turklerine gecerek Ataturk tarafindan 29 Ekim 1923’de Anadolu topraklarinda Turkiye Cumhuriyeti ilan edildi.
Akpinar: Turk dillerinin belli bir donemden sonra birbirlerini zor anladiklari anlasiliyor. Abuska ve Nevai lugatleri Turk dillerini anlama gayretleridir. Turk dilleri XIII-XIV. yuzyilda birbirinden uzaklasiyor.
Osmanli Padisahlari Cagatay dilinde siir yazarlardi. Osmanlilarda Tanzimat nesline kadar Cagatay edebiyati ile iliski kopmadi. II. Abdulhamit doneminde Orta Asya ile iliskiler tekrar basladi. Seyh Suleyman Efendi tarafindan Lugat-i Cagatay yazildi.
Ercilasun: Nevai’nin en guzel yazmalari Topkapi Sarayinda bulunuyor. Dogu Turkleri, Bati Turklerini, Bati Turkleri de Dogu Turklerini tarih boyunca takip etti. Buna XIX. yuzyilda Turkoloji arastirmalari eklendi. Rusya’da serbest donem devam etseydi, bugun bu meseleleri tartisiyor olmazdik.
Kadirali: Dunyada yasayan Kirgizlarin iki edebi dili var. 1920’lerden sonra Sovyet Kirgizistan’inda standart dil olusuyor. Cin’deki Kirgizlarin edebi dili Cagatayca’nin devamidir. Onlarin yazdiklari bize hic uymuyor. Zamanla ortak edebi dilin olusacagina inaniyorum. 1992’de uc Kirgiz Turkce bilirken, Simdi 500 bin Kirgiz Turkce konusuyor.
Akpinar: Ancak, XIX. yuzyilda baslayan batilasma ile Osmanli gozunu batiya, Orta Asya ise yuzunu Rusya’ya dondu. Daha sonra uluslasma sureci basladi. Tanzimatla birlikte Turkiye’de koklerini Orta Asya’da arama sureci basladi. Suleyman Efendi, Ali Suavi’nin eserleri ragbet gordu. Batili arastirmacilar Orhun Kitabelerini buldu. Osmanlida Genel Turk tarihine ilgi artti. Ismail Gaspirali da Rusya’daki Turklerin Islam ummetinden Turk toplumuna donusmesini istiyordu. Boyle tek bir Turk milleti olusmasini arzuluyordu. Bununla Turk ust kimlik olarak kalirken, alt kimlikler Osmanli, Kazak, Ozbek vs. olacakti.
Gaspirali ortak dilden degil, ortak edebi dilden bahsediyordu. Muslumanlar Kongresinde yaptigi teklifte, her cocuk once kendi ana dilde uc sene, ondan sonra ortak edebi dilde okuyacakti. Gaspirali’nin gazetesini tum Turk Dunyasi okurdu. Hac ve ticaret icin Istanbul’a gelenler Osmanli kitaplarini aldilar. Aydin kesim okuyordu. Arapca ve Farsca bildiklerinden Osmanlica’yi rahat anliyorlardi. 6-7 aylik hac yolculugunda Arapca konusulan Medine’den baska her yerde Turkce gecerliydi. Ayrica bu yolculukta uc ay da Istanbul’da kaliyorlardi. Istanbul ve Kazan’da basilan kitaplar tum Orta Asya yayiliyordu. Gaspirali bu ise basladiginda tek ve ilk degildi. Gaspirali 1913’e kadar arap alfabesinin degistirilmesine karsi cikti.
Kisacasi Turk Dunyasi’nin 1992’deki tarihi yakinlasmanin bu sekilde bir tarihi gecmisi vardir. Ama biz bunu fark etmedik. Azerbaycan’daki ilk gazete dergiler Osmanli Turkcesindedir. Bu 1924 azerbaycan Komunist Partisi kurulana kadar devam etti. Ilk Komunist grubun da 1926’ya kadar az dilinin Osmanli’dan ayri gelismesini istemiyordu. Gaspirali’yi hayalci diyenler, kayboldu diyenler yaniliyor. Onun fikirleri 1926’ya kadar devam etti. Dilde, tatarlasma, ozbeklesme, azerbaycanlasma Sovyet Doneminde basladi.
Bir zamanlar Azerbaycan ile birlikte matbuati butun Turk Dunyasina onculuk eden Tataristan bugun kendi dilini kaybetme tehlikesiyle karsi karsiyadir. Turkiye Turkcesinden uzaklasmak hepsine Rusca’ya yaklasarak zarar vermistir.
Ercilasun: Hakas dili konusanlar azaliyor. O artik olume yakin dillerden biridir. Bu sebeple Hakasca UNESCO tarafindan koruma altina alinmalidir.
BILGISAYAR DESTEKLI AKTARMA
Haluk Akalin: Sempozyum programina baktigimda, bilgisayar destekli ceviriye fazla bir yer verilmedigini fark ettim ve bunu sempozyumda bir eksiklik olarak telakki ettim.
Bu sebeple konusmamda bu konu uzerine odaklanmak istiyorum. “Computational linguistics” denilen ve Turkce’ye “bilgisayarli dil bilimi”, “bilgisayar dil bilimi”, “bilgisayar destekli dil bilimi” seklinde cevirebilecegimiz makine ile ceviri Bati dilleri arasinda ileri duzeydedir. Bu bilgisayar yazilimlari aracililigiyla ceviridir. Insan emegiyle fisleme ile uzun zamanda yapilacak islemler bilgisayar ile daha kisa zamanda yapilabilmektedir. Bilgisayarli dil bilimi metin cevirisi, diller arasinda otomatik ceviri, insan konusmasini anlama (klavye kalkacak), bilgi bulup cikarma, ozetleme, soru yanitlama, bilgi edinme, anlamli metin uretme gibi konulari kapsamaktadir.
Turkce’den yabanci dillere ceviri henuz istenen seviyede degildir. Bunun temel sebeplerinden biri derlem, yani corpusun henuz olusturulmamasidir. Bunun icin edebi metinlerden bilimsel metinlere, kitaplardan sureli yayinlara kadar tum Turkce yayinlarin taramasi yapilip buyuk bir veri tabani meydana getirilmesi gerekiyor. Boylece her kelimenin tek tek etiketlenmis oluyor. Adeta bilgisayara bir yabanci dil ogretilir. Bununla ayni zamanda Turklerin en buyuk sozlugu olusur. Bir metinin kime ati oldugu kolayca ortaya cikarilir. Mukemmel sozluk olur yani. Elbette bu kolay bir is degildir. Yine insanla bilgisayar cevirisi arasinda daglar kadar fark olacaktir. Turkcenin hafizasi bilgisayarin hafizasina aktarilmalidir. Ayni zamanda bu lehceler icin de yapilmalidir. TDK Turkiye Turkcesi derlemi konusunda buyuk bir proje icin ilk ve ileri adimlari atti. Bilisimcilerle dil bilimcileri bir araya gelmelidir. Yazilim bilgileri paylasilmalidir.
Kazhybek: Kazakistan bilgisiyar internet konusunda epey mesafe aldi. Internet ortamina epey eser yerlestirildi. Ingiltere, Japonya ve Rusya gibi gelismis devletler on sene once corpus yapmaya basladilar. Bir dildeki tum eserler cumleler bilgisayarlara yerlestiriliyor. Bilgisayar o zaman sozleri anlamaya basliyor taniyor.
Corpus yapilmaya Kazakistan’da da baslandi. Bunun onemi grup calismasi olmasidir. Izahli 35-40 bin soz var. Bu konuda bir portal olusturduk. Orada cesitli sozlukler ve turkoloji ile ilgili bilgiler var. Herkes girip yararlanabilir: http://til.gov. kz
Yaklasik 500 milyon kelime girildikten sonra bilgisayar sozlerin manasini anliyor. Bilgisayar bir kac saniyede milyonlarca kelimeyi tarayabiliyor gozden gecirebiliyor. Portalimiza her sene uc dalda terminolojik sozluk ekleniyor. Kazakistan’in onde gelen bir teknik universitesi ile isbirligi yapiliyor.
Turklerin en eski yazili kaynaklari icin “Turk Bitik” adiyla bir site olusturduk. Burada Orhun Abideleri, Yenisey Yazitlari gibi eserler hakkinda tum bilgileri yukledik. Kazakca’nin yani sira Rusca ve Ingilizce cevirilerini de koyduk. Bu sitemize http://irq.kaznpu. kz adresinden ulasabilirsiniz. Burada Gokturkce de ogretiliyor.
Istiyoruz ki, Orhun abidelerinin Turkce versiyonu yapilmali ve buraya yerlestirmelidir. Bu konu uzerinde calismalar yapan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. Osman Sertkaya ve Doc. Dr. Cengiz Alyilmaz gibi Turk bilim adamlarinin ozgun calismalarini da buraya koyabiliriz.
Prof. Dr. Esref Adali (Hacettepe Universitesi) : Biz Turk dilleri arasinda bilgisayar destekli ceviriler icin yazilim calismasini baslatmis bulunuyoruz. Bu konuda bir hayli mesafede aldik. Turk dilleri arasinda ceviri once iki dilin dilbilgisini, morfolojisini, sozluk olusturma Ingilizceden Turkceye oldugu kadar kolay degil. Turkmence ceviri isi bitmis durumda. Sizlerle deneyelim diyoruz. Simdi Uygurca uzerinde calisiyoruz. http://ddi.ce. itu.edu.tr/
TEMEL SORUN DEVLET ADAMLARI
Ercilasun: Temel sorun ruh meselesidir. Avezov Kazak, Aybek Ozbek, Tukay Tatar dillerini aldi goturdu. Dillerimiz XX. asirda zenginlesti. Birbirimizin kitabini okuyup biz Turkler de zenginlessek olmaz mi? Alman, Fransiz ve Ingiliz tarih boyunca birbirleriyle iliskisini kesmemis. Edebiyatlarini okumuslar. Aydinlari, politikacilari birbirleriyle irtibatta olmus. Fakat bizim toplumlarda ve onu yonetenlerde ilgisizlik, ruhsuzluk oldugu gorunuyor. Bunu gidermek icin ne yapmaliyiz?
Topluma ve toplumu idare eden insanlara iste bu ruhu verebilmek gereklidir. Yayinevlerimiz aktarmalarin okunmayacagini bile bile basiyor. Kutuphaneler bile almiyor. Bunlarin okunmasi, toplumdan ilgi gormesi icin nasil ruh verebiliriz? Bu eserleri nasil okutabiliriz? Azerbaycan dusunme icin basina dussun, dusunsun diyor. Bazi seyleri dusunmek icin gercekten basimiza bir seyler dusmesi gerekiyor galiba.
Eskiden padisahlarimizin saraylari ilim ve sanat merkezleriydi. Ataturk de bu gelenegi devam ettirdi. Sofrasinda ilim ve sanat tartisiliyordu. Ataturk dil ve tarih kurultaylari yaptiginda gazete, radyo butun basin organlari birinci sirada ilgileniyordu. Tum toplum dil ve tarih ile yatip kalkiyordu. Bunu tekrar nasil yapabiliriz? Dilimiz bir servet ve hazinedir. Onun farkinda degiliz. Orada duruyor. Edebiyat ve dil bizi birlestirir.
Konkobayev: Kirgizlar Allah’a el yetmez. Padisahlara erisilmez, demektedir. Sorunlarimizi mutlaka Devlet baskanlarimiza iletmeliyiz. Ozellikle Turk devlet baskanlari zirvesine bu listeyi sunmaliyiz. Devlet bu konular icin butce ayirsin.
Biz oyle saniyoruz ki, artik devlet adamlarimiz isin onemi kavradi. Iste Turksoy ve diger kuruluslar ilk defa bu capta buyuk bir lehceler sempozyumu duzenledi. Bunun gibi bilimsel toplantilarin artarak devam edecegini umuyoruz. Bizim Turk lehceler sempozyumundan aldigimiz notlar ve edindigimiz kanaatler bunlardi. Bu buyuk bilimsel toplanti ve bulusma icin emegi gecenlere tekrar tesekkur ediyor, saygilar sunuyorum.
Doc. Dr. Abdulvahap Kara