Çin’in sesi olan “Şihua İnternet Sitesi”nin 17.12.2008 günü saat 18.00’de verdiği habere göre: “Sinkiang Otonom Bölge(Doğu Türkistan)” Kaşgar vilayeti Halk Yargı Mahkemesi 2008 yılı Kasım ayının 11. günü, yani Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin kurulduğu günün arifesinde kapalı usulde bir yargılama gerçekleştirerek “4 Ağustos Semen Yolu Olayı” nı meydana getiren Kurbancan Ablimit ile Adurahmancan Azat’ı “Kaşgar şehrinde “zorba- terör saldırısı gerçekleştirerek silahlı sınır güvenlik birimlerine hücum etmişlerdir” şeklinde “suç” dosyası oluşturarak hüküm ilan etti.
Bu duruşmada sinirlenen Çinliler “Kurbancan Ablimit ile Abdurahmancan Azat yasa dışı olarak silah- mermi-barut, patlayıcı bomba imal ederek kasten adam öldürme olayını gerçekleştirdikleri için ölüm cezası verilerek, siyasi haklardan ebediyen mahrum edildi” diye yazdı.
Söz konusu Haberde Yine Bildirildiğine Göre:
Kaşgar yargı mahkemesinin inceleyip tespit ettiğine göre, Milli kahramanlarımız Kurbancan Ablimit ile Abdurahmancan Azat “uzun zamandan beri Asabiy, dini, ideolojik ve propaganda eğitimi yürütmüşlerdir. Ayrıca yine tahriklerde bulunarak, çok defa suikastlar planlayarak silah, mühimmat ve barut gasp etmeyi ve silahlı sınır güvenlik birimlerine saldırmayı, bombalama eyleleri yapma ve gizli adam öldürme gibi faaliyetleri icra etme isteği içinde olmuşlar.”
Onların söylediklerine göre, milli kahramanlarımız Kurbancan Ablimit ve Abdurahman Azat 2008 yılının Şubat ve Mart aylarında silah, kurşun, barut ve bomba yapımında gerekli materyaller satın almışlardır. Daha sonra yasa dışı olarak 11 adet bomba, 2 silah ve çok miktarda mühimmat imal ettikten sonra Kaşgar vilayeti silahlı sınır muhafızları birliğinin polis karargâhına saldırı düzenlemeyi hedefleyerek uzun süreden beri plan ve hazırlıklar yapmışlardır.”
2008 yılı Ağustos ayının 4. günü sabah saat 6.00’sıralarında iki genç kendilerinin imal ettikleri silahları kuşanarak hazırladıkları silah, mermi, patlayıcılar, bıçak ve baltalalarla, çalıntı damperli bir kamyonla saldırı hedefi olan Kaşgar vilayeti silahlı sınır muhafızlarının yerleşik bulundukları yere gelerek gizlenmişlerdir.
Saat sabah 8.00 sıralarında silahlı sınır muhafaza birliklerinin jandarmaları sabah eğitimi için garnizondan çıkarak eitim alanına doğru yola çıktıklarında Abdurahman Azat kamyonu Çin jandarmalarının arkalarından hızla sürerek çarpmış ve 16 düşmanı olay yerinde öldürmüş, 13’ünüde ağır yaralamıştır.
Araç kontrolden çıkarak yolun kenarına devrilmiştir. Amdurahman Azata araçtan inerek kendisinin imal ettiği silahlarla saldırmış, bombalamış ve Çinlileri havaya uçurarak öldürmüştür.
Kurbancan Ablimit Çin silahlı birliklerinin yazlık üiformalarından giyerek, sınır muhafaza birliklerinin yerleşim alanındaki nizmiyeye saldırarak Abdurahman Azat’ın araçtan nmesine denk getirerek yardıma gelen düşmanlara doğru bomba atarak patlama seslerine paralel olarak elindeki çift ağızlı pala ile aracın tekeri altında kalarak debelenen düşman askerlerini öldürmüştür.
Neticede çok sayıda düşman askerini cehenneme yollamış ve bir çoğunu da yaralamıştır…. Bu iki milli kahramanımız olay yerinde işgalci Çin askerlerinin eline geçmiştir.
Çin Şinhua İnternet Sitesinin Açıklamalarına Göre:
Milli kahramanlarımız Kurbancan Ablimit ile Abdurahmancan Azat öç almak için Baturlukla kendi imkânları ile iml ettikleri silah ve mühimmat ve patlayıcılarla 17 düşmanı öldürmüş, 15’ini de ağır yaralamışlardır…. Bu sebeple Çin yargısı tarafından “Kasten adam öldürdü” diyerek suçlanıp siyasi faaliyetlerden ömürboyu mahrum edilerek ölüm cezası verilip derhal icra etmişlerdir.
Merhum Kurbancan Ablimit ile Abdurahman Azat, bir erkek kardeş ve ablasının çocuklarıdırlar. Yani torun cocukları olup Kurbancan Ablimit’in annesi İbadethan Kaşgar ili Uygur Tababeti Hastanesinden emekli olmuştur. İbadethan!ın kardeşi Azat ise, merhum Abdurahmancan’ın babasıdır.
Bu ağabey-kardeş aynı torun çocukları, Kaşgar-Şamabağ köyünün 1. ve 5. bölgelerinden olup, vatan ve milletine sınırsız bir muhabbetle bağlı olarak yetişmiş Doğu Türkistan halkının cengaâver evlatlarıdırlar!
Merhum Kurbancan yüksek okulu bitirdikten sonra kendi memleketi olan Kaşgar’a gelerek işe yerleşememiştir. Çinli patronların “Doğu Türkistanlılardan kimseyi işe almayız” şeklindeki zehirli sözleri onun gururuna dokunmuştur.
Bir seferinde de merhum şehidimiz bir Çinli kadının çrkefliği ile tartışmaya girdiği için Çinli polisler tarafından dövülerek ağır derecede yaralanmıştır. O ağır derecede darp edilme sonucunda 3 ay hastanede yatarak tedavi görüp çok büyük zorluklarla kendine gelebilmiştir. Bu haksızlığı hiç kimseler sorgulamamıştır.
Yine haberden anlaşıldığına göre vahşi işgalciler 4 Ağustos Olayının meydana geldiği günün ertesi Kurbancan’ın annesi İbadethan’ı da hasta ve yalnız kalmış olmasına bakmaksızın acımasızca hapse atmışlardır….
Abdurahmancan Azat’ta defalarca Çinlilerin aşağılamalarına maruz kalmıştır. Onun ağabeyini Çin polisleri “milli duyguların güçlüymüş” diyerek döverek hapse atıp 3 ay sonra ailesine cesedini vermişlerdir.
Onun evi gerçekten olayın meydana geldiği silahlı sınır muhafaza birliklerinin yerleşim bölgesi civarında olup, bu mahalle Çinli göçmenlerin Uygur kızlarını zorla çalıştırdıkları bir fahişehaneye dönüştürülen “Şad Huram” Otelinin yakınındaymış.
Olayın meydana geldiği günün ertesi her iki kahramanımızın yerleşim yerleri Çin askerleri tarafından aranarak, onların ev-barkları greyderlerle yıkılarak yerle bir edilmiştir. Onlarla ilişkisi olduğu iddiasıyla 40’tan fazla Doğu Türkistan evladı hapse atılmıştır…. Hatta onları yurt dışındaki Rabiye Kadir başta olmak üzere Doğu Türkistan Teşkilatları ile ve daha başka dini teşkilatlarla da ilişkilendirerek insanlık dışı işkencelere bile tabi tutmuşlardır.
Bu iki Doğu Türkistanlı evladımız Doğu Türkistan halkının yüreklerinde ebediyen yaşayacaktır! Onların bizlere bıraktıkları faaliyetler ve izleri halkımızın ve gelecek nesillerimizin yaşam yollarını aydınlatacaktır.
Onlar Allah yolunda kendilerinin de ifade ettikleri gibi “Biz Allah yolunda Peygamberimizin işareti gereğince ana sütün helal bilerek onu hak etmek için vatanımızı işgal eden Çinli saldırganları vatan toraklarımızdan söküp atmak için bu mübarek savaşa atıldık.” Diyerek vasiyetname yazarak, horlanan, ar ve namusu ayakaltı edilen mazlum halkımızın öcünü alarak ve netice olarak inandıkları gibi yaşayıp aramızdan kuyruklu yıldız gibi akıp gittiler!
Onların baturane ruhları çağdaşlarına sönmez örnekler bırakarak gitti!
Onlara Cenabı Allah’tan cennet mertebesi diliyoruz!
Allah onların ruhlarını şad eylesin ve yattıkları yeri cennet etsin! Amin!
Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine Uyarlayan:
Mehmet Emin BATUR
|