|
|
|
SAYFAMIZA ÜYE OLDUNUZMU?AZİZ okuyucularım, Müslüman Türk Milleti`nin istikbal ve istiklali`ne gönül geren ülküdaşlarım... Mübarek Berat Gecemiz, hepimize, Türkiyemiz`e, Türk ve İslam ålemi`ne ve bütün insanlığa hayırlar getirsin... Kızıl Çin`in son olarak Sovyet desteğiyle 1949`da işgal ettiği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün Türkiye Cumhurbaşkanı olarak resmen tanıdığı mavi zemin üzerine Ay-Yıldızlı`Gökbayrak`ını mahzun, soy ve din kardeşlerimizi mazlum duruma düşürdüğü Atayurdumuz Doğu Türkistan, Müslüman Türk Dünyası`nın yıllardır kanayan yarasıdır. Doğu Türkistan`ın hürriyet mücadelesi, bizlere `Türklük Mücahidi` ve `Devlet Adamı` rahmetli İsa Yusuf Alptekin`in mukaddes bir emanetidir. Türkiye`de, Batı Türkistan`daki `Türk Cumhuriyetleri`nde, Suud` Arabistan`da, Avrupa, ABD ve Avustralya dahil, dünyanın birçok ülkesinde muhacerette bulunan Doğu Türkistanlılar`ın toplam nüfusu, 600 ila 700 bin civarındadır. Bu kardeşlerimiz, vatandaşı oldukları veya ikamet ettikleri ülkelerde, değişik iş kollarında, başarılı insanlar olarak geçim mücadelesi verirler. Birçoğu da bu ülkelerin kanunları çerçevesinde kurdukları dernek ve teşkilatlarla, işgal altındaki Doğu Türkistan`da, esir ve per`şan yaşayan 35 milyon soy ve din kardeşimizin feryadını, hür dünyaya duyurmaya çalışırlar. İşgalci Kızıl Çin Devleti, anavatan dışında yaşayan Doğu Türkistanlıları, bulundukları ülkelerde büyük bir titizlikle takip eder ve verdikleri bağımsızlık mücadelesini, uzun yıllardan beri provakasyonlarla, menfaat çatışmalarıyla, anavatandaki ailelerine ve akrabalarına zulüm tehdidiyle sekteye uğratmaya çalışır. Bu soydaşlarımız arasında, sayıları çok az da olsa, Çin Gizli Servisi`ne uşaklık yapan kansızlar mevcuttur. Geçmişte, özellikle Türkiye`de, Doğu Türkistan göçmenleri arasına, değişik iftira ve karalama operasyonlarıyla Uygur- Kazak fitnesi sokulmuş, Çin Hükumeti, bazı uşak ruhluları maddeten desteklemiş, onlara ticaret yaptırarak zengin etmiş, bu kardeşlerimiz arasına, birçok ülkede nifak tohumları atmış; bu kişiler vasıtasıyla kurdurduğu dernek ve teşkilatlarla ayrımcılığı körüklemiştir. Ancak, Doğu Türkistan Davası`nın Lideri rahmetli İsa Yusuf Alptekin ve Uygur veya Kazak Türkü yakın mücadele arkadaşları, bu oyunlara karşı, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi devamlı uyanık tutmuşlardır. Çin dostları... AZİZ dostlarım, Çinliler, bir taraftan da, Doğu Türkistanlılar`ın yaşadığı diğer ülkelerin siyasetçilerini, bürokratlarını, basın ve yayın organlarını, entellerini, dantellerini, değişik baskı metodları veya `al gülüm- ver gülüm`lerle, Doğu Türkistan`lıların en masum insan hakları istekleri karşısında sağır ve görmez kılmışlardır. Türkiye`de de işgalci ve katliamcı Çin Devleti`nin her kesimden dostları vardır. Çin işgali yüzünden ülkesini terk ederek `Sürgünde Tibet Hükumeti` kuran Dalai Lama, bu sürgün hükumeti Hindistan dışında bir ülke tarafından resmen tanınmamasına rağmen, ziyaret ettiği bütün ülkelerde `Devlet Başkanı` muamelesi görür. Dalai Lama`nın örnek aldığı, Doğu Türkistan Türkleri`nin `3 Efendiler`inden 2`si, Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan`ın hürriyeti yoluna adadıkları çileli ömürlerini, Türkiye`de, geçim sıkıntısı içinde tamamlayarak, `gözleri açık vaziyette` Hakk`a yürümüşlerdir. Hiçbir hükumet döneminde, `Milletlerarası Hukuk`a göre hak sahibi oldukları halde, Türkiye bu önderlerin `Sürgünde Doğu Türkistan Hükumeti` kurmasına izin vermemiş ve desteklememiştir. Bunun sebebi, BM Güvenlik Konseyi`nin daim` Üyesi olan Çin ile `monşerlik çerçevesindeki` iyi ilişkilerin bozulmaması düşüncesidir. Dünkü yazımda ifade etmeye çalıştığım gibi, özellikle son 7-8 yılda Çin Devleti`yle yapılan 2`li anlaşmalarla, `Doğu Türkistan`ın hürriyetinden bahseden kardeşlerimizin terörist oldukları`, şimdiki Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti tarafından da kabul edilmiştir. Kuşkulu isim... DOĞU Türkistanlı gazeteci İsmail Cengiz tarafından, birçok basın mensubuna da gönderildiği gibi, e-posta adresime, 15 Eylül 2004 günü sabaha karşı 01.30 sıralarında düşen ve `Flash`lı mesajda, sürgünde `Doğu Türkistan Hükumeti` kurulduğu haberi verildi. Bir `Doğu Türkistan Hadimi` olarak ihtiyatla karşıladığım bu mesaja göre, Doğu Türkistan Türkleri`nin Lideri rahmetli İsa Yusuf Bey`in bazı yakın mücadele arkadaşlarının adı da sürgün hükumeti listesindeydi. Bu `önemli` habere ihtiyatla yaklaşmamın ve sevinmem gerekirken duraksamamın sebepleri vardı. `Sürgünde Doğu Türkistan Hükumeti` öncelikle milletler arası hukuka uygun olmalıydı. Ayrıca birçoğunu tanıdığım ve vatanseverliğinden emin olduğum `sürgün kabinesi üye listesi`nde, özellikle, adı `Başbakan ve Dışişleri Bakanı` olarak yazılan Enver Yusuf`Turan`` hakkında kuşkularım vardı. İşte bu sebeple, mutlu görünen bu haberden sevinç duyamadım ve olmayan sevinci de sizlerle paylaşmadım. Bekleyip görmeli, bu konudaki fikirlerimi, sağlam bilgi ve kanaatlerle sizlere arz etmeliydim. Ortada gerçekten garip bir durum vardı. Doğu Türkistan`la ilgili her hürriyet mücadelesini, doğduğu anda ve zeminde boğma fikrinden asla vazgeçmeyen ve anında sert tepki veren Kızıl Çin Devleti de her zamankinin aksine, sessiz kalmıştı bu önemli haber karşısında... Bu arada birçok okuyucu dostum, bu konuda niçin yazmadığımı ısrarla sordular. Bunlardan biri de Murat Can kardeşimdi. Nitekim kuşkularımda ve beklemekte haklı olduğumu gördüm. Niçin mi?.. Cevabı yarın...
|
|
|
|
|
|
DOĞU TÜRKİSTAN DAVASININ
EFSANE LİDERİ
MERHUM İSA YUSUF ALPTEKİN İ
VEFATININ 13. YILINDA
RAHMETLE YAD EDİYORUZ
|
|
|
|
|
|
|
DEVLET BÜYÜKLERİMİZ |
|
DOGUTÜRKİSTAN CUMHURİYETİ |
BAĞIMSIZ TÜRK CUMHURİYETLERİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|